Camiye Niyet, Kiliseye mi? Kısmet
Gemlik Belediye Binasının taşınmasının ardından tartışmalarda başladı. Halkın büyük çoğunlu binanın yıkılmasına karşı çıkarken, gazetemiz yazarı Osman Doğan konuyu çok daha vahim bir yönü ile aldı. Yasalara göre çarşı camii yıkılırsa, yerine bırakın cami yapmayı, tarihi kiliseyi yapmak zorunda bile kalınılabilir.,
KİME NİYET (CAMİYE) KİME KISMET (KİLİSEYE)
Geçtiğimiz Perşembe günü bir iş için Gemlik Belediyesine gitmiştim. İmar Müdürlüğünü o gün tabiri yerindeyse toz duman içinde gördüm. Gemlik Belediyesinin kaderi bu olmalı, “Toz ve duman olmak!” Görevli işçiler masa, sandalye, dolap, dosya ne buldularsa tuttukları gibi aşağıda bekleyen araçlara götürüp yüklüyorlar. Eşyaların gideceği yeni adres yeni Belediye hizmet binası, namı diğer “Sosyal Yaşam Merkezi”. Taşınmanın açıklanan gerekçesi, 20 yıllık Belediye binasının yıkılacak olması. Şimdi sıkı durun, alınan bu yıkım kararı bir kişinin kanaatine dayalı olarak verildi. Evet, neden kanaat dediğimi aşağıda izah ettim. Nasıl bir zihniyettir gerçekten anlamıyorum, daha doğrusu anlamakta zorlanıyorum. Deniliyor ki elimizdeki teknik rapora göre bina çok çürük ve ivedilikle tahliye edilmesi, akabinde de yıkılması gerekir. Yapmaya değil yıkmaya alışık bir zihniyetten başka bir icraatı beklemek zaten abesle iştigal. Sevgili okurlar, yıkılacak bina ile ilgili olarak kesin olmayan ancak kesine yakın bazı bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. Yıkılacağı sözlenen binanın toplam yapı alanı 8000 m2civarında ve bina 3-B sınıfına dâhil. Bu durumda 2012 yılı fiyatlarıyla toplam bedeli 7 Trilyon lira civarında yapıyor. Yıpranma payını düşersek yaklaşık 6 trilyon lira diyebiliriz buna. Elimde bahse konu bina ile ilgili olan laboratuar raporu var. Raporun teknik detaylarına girmiyorum. İlgililerce itibar edilen sonuç cümleleri aynen şöyle, “… Yapılacak güçlendirme inşaatının yeterli olamayacağı, sıkıntılı ve maliyetli olacağı kanaatindeyim. Binanın ivedilikle tahliyesi ve yıkılması veya güçlendirilmesi tarafımızdan önerilmektedir. Gereğini bilgilerinize arz ederim. Murat Ekmen İnşaat Mühendisi “
Evet, raporun sonuç bölümü aynen böyle. Değerli okurlar özellikle altını çizdiğim cümleleri lütfen yeniden okuyun. Göreceğiniz gibi raporun sonuç kısmının ilk bölümünde yapılacak güçlendirme inşaatının yeterli olmayacağı, sıkıntılı ve maliyetli olacağı hususunda kanaat bildiren teknik arkadaşımız, bir sonraki cümlesinde yıkıma karşılık alternatif yol olarak güçlendirme yapılmasını öneriyor. Çelişki ve hataya bakarmısınız. 6 trilyonluk bir binanın yıkım kararı işte bu rapor üzerine alınıyor. Vah ki vah. Raporu hazırlayıp imzalayan sevgili meslektaşıma şu soruyu sormaya hakkımın olduğunu düşünüyorum. Güçlendirmenin maliyetli olacağı kanaatle bulunacak bir sonuç olabilir mi? Cevabı ben vereyim. Elbette olamaz. Mukayeseli keşif diye bir hesap uygulaması var. Önce binanın maliyetini bulusun ardından güçlendirme maliyetini bulursun ve aradaki orana bakarsın. Bu oran %35 inüzerinde değilse yani bu bina için güçlendirme bedeli 2 trilyon lirayı aşmıyorsa binayı yıkmaz ve güçlendiririsin. Kazancın yaklaşık 4 trilyon lira olur. Arkadaşımız gibi bu hesabı yapmadan binayı yıkar ve ne amaçla olursa olsun yeni bir bina yaparsan kaybın eski binadan 4 trilyon + yeni binadan 6 trilyon lira olmak üzere toplam 10 trilyon lira olur.
İlgili ve de ilgisiz çevrelere şu hususu hatırlatmak isterim. Bu ilçede 1 trilyon liranın haksız şeklide götürüldü iddiası ile birileri hala yargılanırken, kimsenin bu milletin 10 trilyon lirasını sokağa atma hakkı ve lüksü olamaz. Deniliyor ki Gemlik merkezinde acil olarak Camiye ihtiyaç var buraya bir Camii yapılacak.
Kılıf her konuda olduğu gibi yine din eksenli. Bir Müslüman olarak bu durum beni gerçekten çok rahatsız ediyor. Aynı çevrelerin konuşmalarını duyar gibiyim. “Yoksa Camii yapılmasına karşımısın?” Karşı olmadığımın ve cami ihtiyacını onlardan çok evvel dile getirdiğimin şahidi önce Allah sonra kendileridir.
Gelelim işin bir başka yönüne. Biliyorsunuz mevcut bina yaklaşık 20 yıl önce yapıldı. Binanın yapıldığı yerde eski bir Ermeni Kilisesinin kalıntıları olduğunu biz bildiğimize göre Ermen Patrikhanesinin bilmemesi mümkün değil. Elimizde o alanda kilisenin varlığını belgeleyen Gemliğin eski bir planı var. Yıkım kararını alan yerel yöneticilerimiz bu durumu bilmiyorlarsa zaten başka söz hacet yok. Binanın yapıldığı 20 yıl önce yürürlükte olan vakıflar yasası gereğince Ermeni vakıf mallarının hukuki durumu 1936 Beyannamesine göre düzenlenmiş ve bu kapsamda Belediye binasının yapılmasında bir sıkıntı olmamıştı. Oysa AKP hükümeti tarafından 20.02.2008 tarihinde çıkartılan 5737 sayılı vakıflar kanununun 4. kısım ek 7. maddesinde azınlık cemaat vakıfları ile ilgili olarak özetle şu hükümler yer alıyor.
—1936 yılı beyannamelerinde kayıtlı olup halen tasarruflarında bulunan ister kendi isminde ister takma isimde olsun tapuda kayıtlı olan taşınmazlar
—1936 yılı beyannamesinden sonra cemaat vakıfları tarafından satın alınmış veya cemaat vakıflarına vasiyet edildiği veya bağışlandığı halde mal edinememe gerekçesiyle halen, hazine veya vakıflar genel müdürlük ya da vasiyet edenler veya bağışlayanlar adına tapuda kayıtları olan taşınmazlar
Tapu kayıtlarındaki hak ve mükellefiyetleri ile birlikte bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 18 ay içinde müracaat edilmesi halinde meclisin olumlu kararından sonra ilgili tapu sicil müdürlüklerince cemaat vakıfları adına tescil edilir” denilmektedir. Bildiğiniz gibi yasada belirtilen süreler hükümet tarafından uzatılabilmektedir. Belediye binasının çürük olduğu gerekçesi ile yıkılarak camii yapılmasını bekleyenler yıkıma müteakip, patrikhane tarafından boşalmış arsa için başvuru yapılamayacağını nasıl garanti edebilirler. “Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olduk” deyişi burada çok hafifte kalır. “Camiye niyet Kiliseye kısmet” demek daha doğru aslında. Hiç temenni etmem ama Müslüman kardeşlerimizin gafleti ile yakında çan seslerini Gemlikte duyarsanız sakın şaşırmayın. Önemli olan “dinler arası diyalog” öyle değil mi?
Gemlik Gündem