Doğan; “Soykırım Yok, Yol Kırım Var”
Gemlik Belediyesi’nin 2012 yılı Kültür Etkinlikleri kapsamında organize ettiği, “Soy Kırım mı, Yol Kırım mı? Hançerli yan” konulu konferans büyük ilgi gördü. 18 Mart Çanakkale Şehitleri Anma Etkinlikleri öncesinde düzenlenen ve anlamı daha etkin hale gelen konferansta İnşaat Mühendisi ve Yazar Osman Doğan konuştu. Bir süre önce IQ yayınlarından çıkan ve konferansla aynı adı taşıyan kitabını tanıtan Osman Doğan, Ermeni Sorununu tarihsel süreç içinde çok yönlü olarak masaya yatırdı. Belgeleriyle sözde Ermeni Soykırımı iddialarına sert ve bilimsel yanıtlar veren Doğan, slayt gösterimle renklendirdiği yaklaşık 2 saat süren konferansta, tarihsel sürecin tekerrürlüğüne de atıfta bulunarak, o dönemle bugünlerin gerçekleri arasında bağlantı kurulmasını istedi.
Gemlik Belediye Düğün Salonunda organize edilen konferansta “Soy Kırım mı, Yol Kırım mı? Hançerli yan” isimli kitabının nasıl yazıldığını anlatan İnşaat Mühendisi ve Yazar Osman Doğan, Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesinde görev yaparken gördüğü “Milli Şehit Kemal Bey” büstü ve onun öyküsünden etkilendiğini açıkladı. Kitabını 25 yıllık süreçte, 2 bin 500’e yakın kitap, dergi, gazete, anı ve dönemin belgelerini araştırarak yazdığını vurgulayan Doğan, Ermeni Sorununda siyasi ve hukuki bir boyut olduğu kadar insani boyutların da olduğunu savunarak, kitabının gerçeğe dayalı belgelerle Ermeni sorununu tüm açılardan gözler önüne serdiğini bildirdi.
1972 yılında ABD Los Angeles Başkonsolosumuz Mehmet Baydar ve yardımcısı Bahattin Demir’in şehit edilmesine kadar Batı’nın Ermenilerin iddia ettiği sözde soy kırıma yönelik ilgisi olmadığını ve ASALA isimli örgüt cinayetlerinin de bu saldırı sonrasında arttığını kaydetti. Ermenilerin Türklerle tarihsel geçmişini de aktaran Osman Doğan, ipek yolunu kullanarak Anadolu’ya gelen Ermenilerin ilk olarak Van çevresine yerleştiklerini ardından da Adana ve Mersin bölgesinde ikamet ettiklerini ifade etti. Selçuklu döneminde hoşgörülü yönetime dayanarak Trabzon, Giresun, Samsun bölgelerine, Osmanlı hoşgörüsü sayesinde de Bursa, İzmir, İstanbul, Edirne ve Balkanlara kadar yayıldıklarını kaydeden Osman Doğan, 1914-1915 tarihlerinde Osmanlı idaresindeki nüfuslarının 1,5 milyon olduğunu belirtti. Ortodoksluğa yakın Gregoryen mezhebine bağlı Ermenilerin Balkan Savaşları sırasında Ermeniler tarafından örgütlendiklerine işaret eden Doğan, Azınlık hakları adı altında kurulan misyoner okullarında batının emperyalist güçlerinin Ermenileri kullandığını savundu. Ayestefenos, Berlin gibi anlaşmalarda önce Azınlık hakları gibi basit iyileştirmeler istenen Ermenilere, ardından Özerklik verildiğini ve sonrasındaki planın da toprak kaybı ve bağımsızlık isteme olduğunu anlatan Doğan, “Özellikle o günlerle bugünler arasında bağlantı kurmanızı istiyorum. Rusya ve İngiltere’nin başını çektiği, güç gösterisine dönen oyunlarda Ermeniler kullanıldılar. Bunları Abdülhamit biliyordu. Ertelemeye çalışıyordu. Ancak bugün olduğu gibi o günlerde de işbirlikçi ve hainler çoktu. Sivil Toplum Örgütü adı altında terör örgütleri kurdular. 1890’da başlayıp, 1905’te Abdülhamit’e yönelik suikast girişimi çerçevesinde lokal olaylar çıkardılar. Bu olaylarda 100 bine yakın insan öldü. Osmanlı bu iç olaylarla uğraşırken de balkanlar elden gitti. Birinci dünya savaşının ilk günlerinde de Van’da olaylar çıkartıp, 25 bin kişiyi öldürdüler. Bunların hepsi belgelidir.” Dedi.
Her yıl 24 Nisan’da kopartılan yaygaraların aslında soy kırım adına değil, Ermeni olayları patlak verince bunların önüne geçilmesi için alınan 3 maddelik önlem paketinin yıldönümüne yapılan yaygaralar olduğunun altını çizen Osman Doğan, “Olaylara karışmayan Ermenilerin daha güvenli yerlere nakli ve olay çıkartanlara yönelik alınacak tedbir kararlarıydı bunlar. Soy Kırım yoktu, içinde öldürme, cezalandırma yoktu. Bu göçler esnasında kayıtlarda 412 bin, 422 bin gibi Ermeni’nin göç ettirildiği söyleniyor. Biz 500 bin diyelim. Bu göç esnasında 30 bin Ermeni çeşitli hastalıklardan kırılarak öldüler. Ancak Diyarbakır, Dersim, Erzurum gibi bazı yerlerde olaylar devam etti. Buralarda da 39 bin 500 Ermeni’nin öldüğü belgelerde var. Ancak kimse ölen Türkleri gündeme getirip, konuşmuyor. Aynı dönemde sadece hastalıktan ölen Türk sayısı 389 bindir. Peki, 1 milyon 500 bin Ermeni’den kalanlara ne oldu? Bunların 500 bini Rusya’ya, 500 bini Fransa başta olmak üzere Avrupa’ya, bir kısmı da ABD ve başka ülkelere gittiler. Konuşulması gereken soy kırım değil, yol kırımdır. Ermenilerin o dönemde Rusya ve İngiltere’nin tezgâhladığı olaylarda öldürdüğü Türklerdir” diye konuştu.
Ermeni Terör Örgütü’nün ASALA dan önce 1900’lü yılların başında Cenevre’de Hınçak, Tiflis’te de Taşnak Terör örgütlerini kurduğunu belirten Osman Doğan, ASALA’nın da 1970’lerde örgütlendiğini açıkladı. Ermenilerin tanıtım, tanınma, tazminat ve toprak hedefleri olduğunun unutulmamasını isteyen Doğan, tanıtımı silahlı saldırılarla, tanınmayı da soy kırım anıtları ve 20 ye yakın ülkede çıkardıkları soy kırım yasalarıyla yaptıklarını, geriye tazminat ve toprak talebinin kaldığını anlattı. Türkiye ile ilgili olan son iki madde karşısında uyanık olmak zorunda olduğumuzu vurgulayan Doğan, ASALA şehitlerini, ASALA katliamcılarını, ASALA’yı bitiren kahraman istihbarat görevlilerini de ifşa ederek, konuşmasını Atatürk’ün gençliğe hitabesi ile bitirdi.
Büyük alkış alan Osman Doğan’a Belediye Başkanvekili Refik Yılmaz adına çiçeği Meclis üyesi Aydın Bayraktar takdim etti. Doğan daha sonra kitabını imzaladı.
Gemlik Gündem