30 Oca

Doğru İnsanlarla Kendi Zorunuzu Başarmak…

Gemlik Yaşam Atölyesinden Emel Yılmaz’ın Kaleminden

Düşünün..evet gözlerinizi kapayın ve düşleyin…Yaşamı ve onun bütünsel anlamını en iyi doğayla bütünleştiğinizde hissedersiniz…Bana bu keşfi ilk babam öğretmişti…O'nun doğaya olan aşkı ile büyümüş, belgeseller izleterek bu keyfi ruhumuza aşılamıştı ….
Evet doğa hissedebilene keyiftir… Modernlikten uzak, kendi lüksünü kendi içinde yaratabilen, yaşamın en güzel müziğine sahip, kusursuz eser…
Siz kendi zincirinize hangi düşünceleri bağlarsanız; hayat da o zincire sırasıyla olması gerekenleri ekler…Tesadüf dedikleri budur ve aslında tesadüf diye birşey yoktur…
Ve gün gelir bir bakarsınız ayaklarınız vıcık vıcık botunuzun içinde cebelleşirken, kendinizi '' yapabilirim'' cümlesinin eteklerinde bulursunuz…13 doğa sever arkadaşın peşine takılır; korkularınızın üzerine gitmeye yol alırsınız…
İlk cümleniz '' sorun değil, ben de gelicem'' der ve Gemlik MAG ekibine dahil olarak tanıma şerefine erdiğim Gemlik Yaşam Atölyesindeki doğa sever arkadaşlarla 18 Ocak akşamı saat 20:30 sularında Şahintepe zirve tırmanışına yol alırsınız..
Korku? evet vardı.. Çünkü karanlık, sessiz ve ıssızdı…Murat Genç arkadaşımızın öncülüğünde sıraya dizilip tempolu adımlarımızı ilk atmaya başladığımızda, onlara güvenebileceğimi biliyordum. Kıyafetimin bu yürüyüşe uygun olmadığı konusunda her ne kadar uyarmış da olsalar , inatçı tarafımın ağırlığıyla sesimi çıkarmadan başladım yürümeye..Yaklaşık 20-25 dk sonra sağ ayağımın parmaklarımı hissetmediğimi fark ettim. Vücudum sürekli hareket halinde olmamdan dolayı sıcaktı, üşümüyordum ama parmaklarım; onlar sanki yok gibiydi… Hayır bu sorun olmamalıydı. Yapmayı çok önceden beri istediğim birşeye, ayak parmaklarım muhalif olamazdı. Söylenenleri ve uyarıları dikkate alarak parmaklarımı oynatarak yürümeme devam ettim ve bir kaç dakika sonra yavaş yavaş kan akışını hissetmeye başladım..

Yol boyunca tilki, domuz vs. hayvan izlerine rastlamış da olsak, korkunun üzerine gidildiğinde aslında korkulacak birşeyin olmadığını da öğrenmiş oldum bu sayede…Tepeye yaklaştıkça yıldızların gölgelerimize yaklaştığına şahit olmak müthiş güzeldi..arada soluk almak için durduğumuzda manzara mı bizi, biz mi manzarayı kıskanıyorduk bilemedim. O ne muhteşem bir görüntüydü..İnsan hafızasında kendisine en iyi yeri bulacak derecede haklı bir güzellikti!

Zirveye yaklaşık 40-45 dk kaldığında tırmanışımız son hızıyla devam ediyor fakat enerjim benimle gelmek istemiyordu.. Artık dizlerim titremeye başlamıştı.. Gittikçe daha da dikleşen ve zorlaşan yolu yalpalayarak aşmaya çalışıyorduk bir çoğumuz…Ciğerlerime son sürat giren temiz havadan aldığım güçle karlara daha bir inatla basıyordum..'' az kaldı-yapabilirsin'' gibi telkin edici sözleri de koluma takarak yoluma devam ettim. Ve saat 23:30 u gösterdiğinde biz olmak istediğimiz yerde; zirvedeydik!

O an ki duygumu buradaki kelimlerimle katık etmem çok zor.. Her şeyi bir an da düşünüyorsunuz. '' Çok soğuk- evim evim güzel evim- çocuklarım uyuyordur-sıcacık bir çay olsa-yaşamak bu olsa gerek-evet başardık(m)- ellerimi hissetmiyorum-Rüyaaa gibiiiii- eldivenlerimi değişmeliyim-Manzaraya bakar mısın gözleriiiimmmm-enerjim geri gel sana ihtiyacım var daha'' ve bir an kendime gelip '' işte buuuuu'' diyorum içimden… Bu arada, sigara kullanan ben ilk defa bu kadar uzun süre (4,5 saat) sigara içmedim ve istemedim..Ciğerlerime dolan temiz hava resmen bayram ilan ediyordu ve keyfini bozmak aklıma dahi gelmemişti…
Hayaller kurulmaktan ziyade onları yaşama geçirebildiğiniz takdirde size minnettar kalır..Ve ben kendi adıma bir hayalimi gerçekleştirebilmenin mutluluğu ile döndüm evime..Karanlık, soğuk ve ıssızdı..Ama ne karanlık, ne soğuk ne de sessizlik kalmadı hafızamda…Küçükken '' 18 yaşıma gelince Camel Trophy'e katılacağım diye evde alenan aykırı gençlik edalarıyla duyuru yapıp, annesinin pavarotti çığlıklarına maruz kalan ben, o hayalin minicik bir kısmını gerçekleştirebilmiş olmanın huzuruna ermiştim…Bana bu fırsatı veren doğa sever güzel insanlara teşekkür ediyorum…
Onlar kim mi?
Gemlik Yaşam Atölyesinden Haydar Bozada, Murat Genç, Uğur Geçkin, Rıdvan Özbircan, Hasan Gökhan Yeter, Ayhan Yıldız, Can Rıza Gürhan, Dursun Ali Saraç, Gürkan Çetinavcı, Serap Yar, Nesrin Gül ve Mehmet Gür…
İnsanoğlu önce kendi bünyesindeki doğasına sahip çıkabilmeli…Bunun için size kucak açan doğa anaya sırtınızı dönmeyin…Arada kucaklaşın ve YAŞADIĞINIZI hissedin…
İstiyorsanız gözlerinizi açabilirsiniz…Karar sizin :)

Gemlik Gündem

Bu Yazı Yoruma Kapalıdır.